Habere ait görüntüler kısa süre içinde yüklenecektir.
Avrupa’da yetişen gençlerin temsil, siyasal katılım, kamu diplomasisi, medya okuryazarlığı ve toplumsal sorumluluk alanlarında yetkinlik kazanmalarını amaçlayan akademi, iki günlük yoğun eğitim programının ilk gününde yoğun katılımla başladı.
Geniş kapsamlı eğitim oturumları
Akademi kapsamında siyasal katılım ve temsil, ırkçılık ve ayrımcılıkla mücadele, insan hakları, kamu diplomasisi, liderlik, kurumsal kapasite, dijitalleşme ve dezenformasyonla mücadele gibi geniş kapsamlı başlıklarda teorik ve uygulamalı eğitimler gerçekleştirildi. Katılımcılar, düzenlenen atölye çalışmaları ve vaka analizleri sayesinde farklı ülke örneklerini inceleyerek karşılaşılan sorunlara yönelik çözüm önerileri geliştirme fırsatı buldu. Program, gençlerin hem akademik hem pratik yetkinliklerini güçlendirmeyi hedefleyen interaktif bir yapıyla sürdürüldü.
Açılış konuşmaları ve ilk gün oturumları
Programın açılış konuşmalarını UID Ar-Ge ve Eğitim Başkanı Mehmet Akkoç ile UID Siyasi İşler Başkanı Safiye Ulufer gerçekleştirirken, günün ana oturumlarından birinde AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Dış İlişkiler Başkanı, İstanbul Milletvekili Zafer Sırakaya gençlere hitap etti.
Gençlere siyasal katılım çağrısı
Diaspora gençlerine yönelik önemli değerlendirmelerde bulunan Sırakaya, gençlerin Avrupa ve Türkiye’de siyaset yapabilecek kapasiteye sahip olduğunu belirterek siyasal katılımın önemini vurguladı. Salondaki gençlerin siyasi partilerde aktif görev alma oranının düşük olmasına dikkat çeken Sırakaya, diaspora gençliğini daha görünür ve aktif olmaya davet etti.
Türkiye’nin dış politika vizyonu ve savunma sanayi başarısı
Türkiye’nin artık bölgesel ve küresel ölçekte vizyon sahibi bir aktör olduğunu belirten Sırakaya, “Türkiye’nin ekseni Ankara merkezlidir ve dış politikada güçlü bir vizyonla hareket edilmektedir.” dedi.
Savunma sanayindeki gelişmeleri öne çıkaran Sırakaya, dünya SİHA pazarının yaklaşık %60’ının Türkiye tarafından kontrol edildiğini, satılan her 100 SİHA’dan 47’sinin Türkiye üretimi olduğunu, savunma ihracatının ise 7 milyar doları aştığını ifade etti.
“Dünya beşten büyüktür” vurgusu
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin adaletsiz yapısını eleştiren Sırakaya, “İki milyarlık İslam dünyasının temsili yok; Afrika ve Güney Amerika masada değil. Bu yapıdan adalet çıkmaz.” diyerek Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Dünya beşten büyüktür” sözünün altını çizdi.
Türk diasporası: 7,5 milyonluk küresel etki
Türk diasporasının dünyanın dört bir yanında güçlü bir varlık gösterdiğini ifade eden Sırakaya, toplam diaspora nüfusunun 7,5 milyon olduğunu, bunun 3,5 milyonunun Almanya’da yaşadığını aktardı.
Diasporayı “yurt dışına saçılmış tohumlar” olarak tanımlayan Sırakaya, Anayasa’nın 62. maddesindeki “yurt dışında çalışan” ifadesinin “yurt dışında yaşayan” şeklinde değiştirilmesi gerektiğini söyledi.
Yurt dışı seçmeni: Türkiye’nin üçüncü büyük seçim bölgesi
Yurt dışı seçmenin Türkiye siyasetine etkisini rakamlarla ortaya koyan Sırakaya, 2014’te %19 olan katılım oranının 2023’te %56’ya çıktığını belirtti.
“Yurt dışı seçmeni bugün İstanbul ve Ankara’dan sonra Türkiye’nin üçüncü büyük seçim bölgesidir.” diyen Sırakaya, yurt dışı oylarının AK Parti’ye yurt içinden daha yüksek destek sağladığını ifade etti.
Avrupa’da aşırı sağ yükselişi: “Siyasetin dışında kalamazsınız”
Avrupa Parlamentosu ve ulusal seçimlere değinen Sırakaya, kıta genelinde aşırı sağın güç kazandığını belirterek, “Aşırı sağ temsil oranı 2004’te %7 iken bugün yaklaşık %30’a ulaştı.” dedi.
Almanya, Fransa, Hollanda ve Avusturya’da aşırı sağın iktidara veya ikinci parti konumuna yükseldiğini hatırlatan Sırakaya, Müslüman gençlere pasif kalmama çağrısında bulundu.
İki kanatlı diaspora gençliği: Hem Türkiye’ye hem Avrupa’ya aidiyet
Sırakaya, diaspora gençlerinin çifte sorumluluğunu şu sözlerle ifade etti:
“Bir kanadınız Türkiye’ye, diğer kanadınız yaşadığınız ülkeye ait. Kendinizi kapatarak değil, ifade ederek korunabilirsiniz.”
Yurt dışı Türkler için yapılan düzenlemeler
Sırakaya, AK Parti döneminde yurt dışı vatandaşlara yönelik yapılan somut adımlardan bazılarını sıralayarak anlattı: “Yurt dışından getirilen araçların Türkiye’de kalış süresinin 6 aydan 2 yıla çıkarılması, yurt dışı ehliyetlerinin Türk kökenliler için 2 yıl kullanılabilmesi ve YTB, Maarif Vakfı ve Yunus Emre Enstitüsü gibi kurumlarla diaspora politikasının kurumsallaşmasını.”
“Irkçılık ve İslam düşmanlığıyla mücadelede en güçlü cevap yeni nesilden gelecek”
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar (YTB) Başkanı Abdulhadi Turus da diaspora gençliğinin ırkçılık, İslam düşmanlığı ve ayrımcılıkla mücadelede kritik bir rol üstleneceğini söyledi. Kendi diaspora geçmişine de değinen Turus, “Artık üç dil bilen, iki sosyolojiyi harmanlayan nitelikli bir nesil var karşımızda.” diyerek gençlere güvendiğini vurguladı.
“Yeni nesil daha dirayetli ve nitelikli”
Almanya’da bir işçi ailesinin çocuğu olarak büyüdüğünü hatırlatan Turus, diasporanın 60 yıllık yolculuğunda büyük değişim yaşandığını belirterek, “1961’de dil bilmeden, aidiyet arayışıyla gelen bir nesilden; bugün hem bulunduğu ülkeyi hem ana vatanı anlayan güçlü bir gençlik çıktı.” dedi.
YTB’nin önceliği: Yurt dışındaki Türk gençleri
Turus, YTB’nin kuruluş amacının merkezinde diaspora gençlerinin yer aldığını vurguladı. Kurumun üç temel çalışma alanını şöyle özetledi: “Yurt dışında yaşayan vatandaşlar: Türkçe, kültür, aidiyet ve hayat standartlarını güçlendirme odaklı çalışmalar, sSoydaş ve akraba topluluklar: Harar’dan Latin Amerika’daki “El Turkolar”a kadar geniş bir coğrafyada destek ve dayanışma, uluslararası öğrenci politikası: Türkiye Bursları ile 170’ten fazla ülkeden öğrenci getirerek küresel mezun ağı oluşturma.”
Türkiye Bursları hakkında, “160 bin mezunumuz artık rüyalarını Türkçe görüyor.” ifadelerini kullandı.
Irkçılık ve İslamofobi: “En büyük saldırı özgüven kaybıdır”
Irkçılığın Avrupa’daki Türk toplumuna en çok kendi özgüvenlerini zedeleme amacıyla yöneldiğini söyleyen Turus, “Bize karşı yapılan en büyük ırkçı hamle, özgüvenimizi kırma çabasıdır.” dedi.
Turus ayrıca, Türk diasporasının 60 yıllık profilini şu sözlerle anlattı: “Dünyanın en düşük suç oranına sahip diasporasıyız. Gittiği yere zarar değil, katma değer götüren bir topluluğuz.”
Türkiye Bursları başvurularında ırkçı söylemlerin etkisi
Türkiye’de son yıllarda sosyal medya üzerinden üretilen ırkçı söylemlerin uluslararası öğrencilerin Türkiye algısını olumsuz etkilediğini belirten Turus, 2022 yılında 165 bin, 2023’te ise 115 bin başvuru olduğunu açıkladı.
“Salt yanlış bilgi ve ırkçı propaganda nedeniyle 50 bin başvuruyu kaybettik.” diyen Turus, Türkiye’nin mazluma sahip çıkan bir ülke olduğunu vurguladı.
Gençlere tam destek: “Projeniz varsa yanınızdayız”
YTB’nin gençlere yönelik desteklerini açıklayan Turus, Genç Destek Programı ile her yıl 10 milyon euro civarında proje desteği sağlandığını, kültür, sanat, eğitim ve Türkçe projelerine koşulsuz destek verildiğini ve Kapıkule karşılamalarından aile danışmanlıklarına kadar geniş bir alanda hizmet sunulduğunu belirtti.
“Irkçılığa karşı en güçlü cevabı siz vereceksiniz”
Turus, konuşmasını şu sözlerle tamamladı: “Bu münevver topluluk, İslamofobiye ve ırkçılığa karşı en güçlü cevabı verecek olan topluluktur. Siz hem medeniyetinizin değerleri hem modern eğitiminizle bu hastalığın üstesinden geleceksiniz.”
Soylu’dan gençlere mesaj: “Tarihin yönü değişiyor, siz yeni dönemin şahidisiniz”
TBMM İçişleri Komisyonu Başkanı ve eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da konuşmasında, küresel düzenin dönüşümünü, Batı’nın yaşadığı çok katmanlı krizi, Türkiye’nin yeni konumunu ve gençlerin tarihsel sorumluluğunu kapsamlı bir çerçevede ele aldı. Soylu, konuşmasına gençlere seslenerek, “Hayatınız boyunca sizi sonuçlara baktırmaya çalışacaklar; sonuçlar aldatıcıdır, süreçler ise gerçeği gösterir.” sözleriyle başladı.
“Sonuçlara değil süreçlere bakın”
Soylu, Sovyetler Birliği'nin dağılması ve Berlin Duvarı’nın yıkılmasının birer “sonuç” olduğunu hatırlatarak, bu gelişmelerin aslında yıllardır işleyen bir sürecin doğal finali olduğunu söyledi. Gençlerden de dünya gelişmelerini anlamak için daima “süreç odaklı” bir bakış geliştirmelerini istedi.
“Tek tip küreselleşme çatırdıyor”
Konuşmasında küreselleşmenin bugün ciddi bir kırılma yaşadığını belirten Soylu, Batı’nın tek bir dil, tek bir kültür, tek bir hukuk ve tek bir yaşam biçimini dünyaya dayattığı bir dönemin geride kalmakta olduğunu vurguladı. LGBT politikaları, kültürel yönlendirme girişimleri ve evrensel hukuk söylemleriyle tek tip bir insan ve toplum tasarlamaya çalışan küresel düzenin artık sorgulanır hale geldiğini söyledi.
“Siz yeni bir dönemin kavgasına şahitlik edeceksiniz.” diyen Soylu, bu dönemin aynı zamanda yeni fırsatlar ve riskler barındırdığını ifade etti.
“Batı demokrasi, güvenlik ve borç krizinin içinde”
Soylu’ya göre Batı dünyası bugün eş zamanlı üç büyük krizle karşı karşıya: demokrasi, güvenlik ve ekonomi. Fransa’dan ABD’ye birçok ülkede demokrasinin zayıfladığını, Afganistan’dan kaotik geri çekilme ve ABD Kongre baskını gibi olayların küresel güvenlik sisteminin çöktüğünü gösterdiğini söyledi. Kamu borçlarının yönetilemez hale gelmesinin ise ekonomik krizin derinliğini ortaya koyduğunu dile getirdi.
Avrupa Birliği’nin dev bir bürokrasiye dönüştüğünü belirterek, “21. yüzyıl karar verebilenin öne geçtiği bir yüzyıl olacak; Avrupa’nın en büyük sorunu kararsızlıktır.” dedi.
“Güç Batı’dan Doğu’ya kayıyor”
Soylu, Çin’in ekonomik, teknolojik ve sanayi alanındaki hızlı yükselişine dikkat çekerek, Batı’nın son 20 yıldaki durağanlığıyla karşılaştırdı. Patent üretiminden milli gelire kadar birçok göstergenin, dünyanın yeni merkezinin Doğu’ya kaydığını gösterdiğini söyledi.
Bu güç kaymasının durdurulamayacağını belirten Soylu, “Dünya başka bir yere gidiyor; Batı ne kadar frene basmaya çalışsa da yön değişmeyecek.” dedi.
“Küresel kurumlar çökmüştür”
Pandemi, ticaret savaşları ve Gazze gibi krizlerde Dünya Sağlık Örgütü, Dünya Ticaret Örgütü ve Birleşmiş Milletler gibi kurumların tamamen etkisiz kaldığını vurgulayan Soylu, bu kurumların artık meşruiyet ve kapasite kaybına uğradığını söyledi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin başörtüsü kararı için de bunun hukuki değil, siyasi bir karar olduğunu ifade etti.
“Türkiye güvenilir ülke, Anadolu güvenilir fikir”
Soylu, Türkiye’nin bu küresel kırılma döneminde dünyada “güvenilir ülke” olarak öne çıktığını söyledi. Türkiye’nin Türk dünyası, Orta Asya, Orta Doğu ve Balkanlarla ilişkilerini güçlendirdiğini belirterek, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğinin küresel etkisini şu sözlerle ifade etti: “Güvenilir ülke Türkiye’dir, güvenilir fikir Anadolu fikridir, güvenilir lider Recep Tayyip Erdoğan’dır.”
Ayasofya’nın yeniden ibadete açılmasını Türkiye’nin dış bağımsızlık sembolü olarak niteleyen Soylu, nükleer enerji projeleri, Gabar petrolü ve Karadeniz gazının da tam bağımsızlık hedefine hizmet ettiğini söyledi.
“Suriye meselesinde nöbet tutuyoruz”
Soylu, Türkiye’nin Suriyeli sığınmacılara yönelik yaklaşımını popülizm üzerinden değil, vicdan ve medeniyet değerleri üzerinden açıkladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “seçim kaybetme pahasına da olsa ırkçılığa teslim olmadığını” vurgulayan Soylu, Bangladeş’teki Arakan kampları ve Lübnan’a gönderilen insani yardımları hatırlatarak Türkiye’nin mazlumlar için güven kapısı olduğunu ifade etti.
“Dünyayı kötülük değil, iyilik fethedecek.” ifadesi dikkat çekti.
“Gençlerin becerisi ve değerleri geleceği belirleyecek”
Konuşmasını gençlere yönelik bir çağrıyla sürdüren Soylu, becerinin dünyada en kıt kaynaklardan biri olduğunu söyleyerek gençlerin kendilerini geliştirmeleri gerektiğini vurguladı. Değerlerinden, ailelerinden ve inançlarından kopmamalarını isteyen Soylu, sosyal medya akımlarına teslim olunmaması gerektiğini belirtti. Mehmet Akif’ten alıntı yaparak, “Biz çalışmakla memuruz, neticeyi veren Allah’tır.” dedi.
“Tarihin doğru tarafındayız; Mescid-i Aksa’da buluşacağımıza inanıyorum”
Soylu, konuşmasını güçlü bir umut mesajıyla bitirdi. Ayasofya’da namaz kılmanın bir dönem hayal bile edilemediğini, bugün ise gerçekleştiğini söyleyerek, aynı kararlılıkla ilerlenirse bir gün Mescid-i Aksa’da da özgürce ibadet edilebileceğine inandığını ifade etti. Gençlere güvendiğini belirterek, bulundukları ülkelerde örnek şahsiyetler olarak hem Türkiye’ye hem dünyaya katkı sunmalarını istedi.
“Güçlü sivil toplum, güçlü diaspora demektir”
Günün son oturumuda Uluslararası Demokratlar Birliği (UID) Genel Başkanı Kenan Aslan da “Kimlik, Aidiyet ve Sivil Toplum” üzerine yaptığı konuşmada, Avrupa’daki Türk diasporasının geçmişi ve geleceğine dair önemli mesajlar verdi.
“Kimlik sadece pasaport değildir”
Aslan, kimliğin yalnızca resmi belgelerden ibaret olmadığını belirterek, aidiyet duygusunun korunmasının ancak güçlü bir sivil toplum yapısıyla mümkün olacağını söyledi. Kimliğin ve kültürel değerlerin korunmasının diaspora için hayati önem taşıdığını vurguladı.
“1960’ların bayram namazından 3 bin camiye”
Avrupa’daki Türk varlığının 1960 iş gücü anlaşmalarıyla başladığını hatırlatan Aslan, ilk neslin ibadet ve sosyalleşme ihtiyaçları nedeniyle Köln Dom Katedrali’nde bayram namazı kıldığını anlattı.
Bugün ise sadece Almanya’da 3 bine yakın cami ve mescidin, binin üzerinde sivil toplum kuruluşunun ve 100’ün üzerinde üniversite derneğinin bulunduğunu belirterek Türk toplumunun örgütlenme yolculuğuna dikkat çekti.
“Lobicilikte sayı değil, örgütlülük belirleyici”
Yahudi ve Ermeni lobilerinin nüfusça küçük olmalarına rağmen dünya siyasetinde çok etkili olduğuna işaret eden Aslan, bunun sebeplerini şöyle sıraladı: siyasal güç, finansal güç, birlik-beraberlik ve kurumsallaşma. Türk diasporasının 7,5 milyonluk nüfusuna rağmen aynı etki düzeyine ulaşamadığını söyleyen Aslan, örgütlü gücün artırılması gerektiğini vurguladı.
“UID, 34 ülkede Türk toplumunun sesi”
UID’nin 21 yıllık kurumsal tecrübesiyle bugün 34 ülkede, 59 bölgede faaliyet yürüttüğünü belirten Aslan, kimlik ve aidiyetin korunması, siyasi temsil, hak savunuculuğu ve diğer STK’larla ortak hareket etme alanlarında yoğun çalışma yaptıklarını ifade etti.
“Birlik olunca sonuç değişiyor: Hollanda örneği”
Aslan, Hollanda’da Türk toplumu aleyhine hazırlanan bir resmi raporun, Türk çatı kuruluşlarının birlikte hareket etmesiyle kısa sürede lehlerine çevrildiğini anlattı. Bu başarının, “Birlik ve kurumsallaşma olmadan diaspora güçlenemez.” gerçeğini gösterdiğini söyledi.
“Şimdi sorumluluk gençlerde”
Konuşmasının sonunda gençlere seslenen Aslan, ilk neslin attığı adımları hatırlatarak şöyle dedi: “Bizden öncekiler eli taşın altına koydu, şimdi sıra sizde. Güçlü bir diaspora için birlikte çalışacağız.”
Aslan, güçlü kimlik, güçlü aidiyet ve güçlü sivil toplumun Türk diasporasının geleceğini belirleyeceğini vurgulayarak konuşmasını tamamladı.
Günün sonunda uygulamalı atölyeler
Günün sonunda katılımcılar, grup çalışmalarına ve vaka analizlerine dayalı uygulamalı atölyelerde projeler geliştirdi.

