Yazar: Avrupanın Sesi

Değerli okuyucularım, her sene başında yeni bir yıla başlarken hep iyi dilek temennilerinde bulunulur. İşte yeni yılınız kutlu olsun. Yeni yılın sağlık, mutluluk ve huzur getirmesi dileğiyle yeni yılınız kutlu olsun. Yeni yılın savaşsız ve barış içinde geçmesini temenni ediyoruz. Gibi iyi niyet kutlamaları yapılarak yakın ve tanıdık eş ve dostlarımıza mesaj olarak yada kart postal olarak göndeririz. Fakat, bu sayılan temennilerin bir çoğu yerine gelmediği gibi tam tersi yeni yılın takvim yaprakları birer birer düştükçe bu temennilere özlem duyulur. Her kıtada terör kendini hissettirip insanoğlunu tehdit ediyor. Şöyle bu yıl başındaki temennilerimizi bir hatırlayalım ve arkasından neler yaşandığını bir…

Devamını Oku

”Sizi bir aile efradı yaratmış Yaradan, Kaldırın ayrılık esbabını artık aradan. Bir değil mahvedilen Devlet-i İslamiyye… Girdiler aynı siyasetle bütün makbereye.” ”Girmeden tefrika bir millete, düşman giremez, Toplu vurdukça sineler, onu top sindiremez. Sen-ben desin efrad, aradan vahdeti kaldır. Millet için Kıyamet o zamandır.” İstiklal marşımızın şairi M. Akif Ersoy, birlik ve beraberliğin önemini böyle dile getiriyor. Tevhid dini olan İslam, müslümanlardan hayatları boyunca bu ruha uygun bir şekilde hareket etmelerini ister.Nitekim Kur’an-ı Kerim’in Al-i İmran suresinin 103. Ayetinde:”Allah’ın ipine sımsıkı sarılın, tefrikaya düşmeyin…” Enfal suresinin 46. ayetinde :”Allah ve Resulüne itaat edin, birbirinizle çekişmeyin; yoksa korkuya kapılırsınız, rüzgarınız kesilir.Sabredin;…

Devamını Oku

11 Eylül ve sonrası felaket haberlerinin günümüzde adeta normalleştiği bir süreç yaşıyoruz. Öyle bir süreç ki bu, herkes Ortadoğu ve İslam coğrafyasının yeniden şekilleneceğini beklerken yeninin tarifinin sadece o coğrafya ile aslında sınırlı olmadığını yeni fark ediyor. Emin olun globalleşmeyi, demokratikleşmeyi hiç kimse bu şekilde düşünmemiştir. Masanın başında olduğunu düşününler aslında koca bir oyunun sıradan bir piyonu. Bu şekillenmenin sınırları ülkeler ile değil aslında parayı kontrol eden derin güçler ile çiziliyor. Siyasiler ise adeta bu oyunun farkında olmadan yedieminleri. Herkes; refah, özgürlük ve demokrasi için mücadele ettiğini düşünüyor ama aslında derin güçlerin kendilerine biçilen görevi yerine getiriyorlar. İşte böyle bir…

Devamını Oku

Dünyada mülteci konusunun bir ‘‘kriz‘‘ ve ‘‘sorun‘‘ olarak algılanması ve sığınmacıların bilhassa AB ülkelerini tercih etmeleri son haftalarda özellikle Avrupa ve Almanya siyasetini de önemli bir şekilde meşgul etmektedir. Türkiye’nin önemini tekrar keşfetmiş olan AB ülkeleri ‘‘kötü adam‘‘ veya ‘‘diktatör‘‘ ilan ettikleri Türkiye Cumhuriyeti Devlet Başkanına yalakalık yapmak için şu günlerde en ön sıralarda yer almaktadırlar. Birçok Avrupa ülkesinin öncelikli olarak kalifiye mülteci kabul etmek istemesi ve Yeşiller Partili Claudia Roth gibi bazı siyasetçi, uzman ve kurum temsilcilerinin sığınmacıları ‘‘işe yarayan‘‘ ve ‘‘işe yaramayan‘‘ diye ayırması ırkçı-nasyonelsosyalist değerler kategorilerini andırmaktadır. Çokca kullanılan ‘‘Hoşgeldin/Hüsnü Kabul Kültürü‘‘ AB içerisinde herkes için geçerli…

Devamını Oku