Jugendamt, el koyduğu Türk çocuklarını “Alman” olarak mı kaydediyor?

14 maddeden oluşan raporla dernek, gençlik dairelerinin Türk çocuklarına el koyduğunda ihlal ettiği kurallara ve geliştirmesi gereken hassasiyetlere dikkat çekiyor.

Umut Yıldızı Derneği Başkanı Kamil Atay, eyalet ve federal meclis başvuru komisyonuna gönderdiği dilekçe ile gençlik dairelerinin daha şeffaf çalışmasını istedi. Gençlik dairelerinin yılda 40 bin çocuğa el koyduğunu ve bunların arasında Türk çocuklarının da olduğunu hatırlatan Atay, gençlik dairelerinin hedeflerinden birinin aile yapısını korunak olması gerektiğini söyledi.

Federal Parlamento önünde açıklamalarda bulunan Atay, başında bulunduğu derneğin Alman gençlik dairlerine karşı olmadığının altını çizdi. Gençlik dairelerinin Türk ailelerin çocuklarına el koyduğu zaman bunu Almanya’daki Türkiye Konsolosluklarına bildirmeleri gerektiğini ifade eden Atay şöyle konuştu:

“Göçmen ailelere mensup çocuklar koruma altına alındıklarında, öncelikle dikkate alınması gereken husus, çocuğu verecek uygun akraba veya başka yakını olup olmadığının araştırılmasıdır. Çocuğa ailesi veya yakınları ile görüşme imkânı tanınmalıdır. Çocukla ilgili gerekli tüm bilgiler ve çocuğun sağlık sorunları ailesi ile derhal paylaşılmalıdır. Koruyucu aile tespitinde mesafe dikkate alınmalıdır. Koruma altına alınan göçmen ailelere mensup çocukların ve onların velayet durumlarının, çifte vatandaş olsalar bile, konsolosluklara bildirilmeleri zorunludur. Koruma altına alınan kardeşler birbirlerinden ayırılmamalıdırlar.”

Gençlik dairelerinin ve mahkeme raportörlerinin düzenledikleri raporların mahkeme sürecinde aile mahkemelerince aynen uygulanmasının ailelerin davalarda şansını büyük ölçüde zayıflattığına da dikkat çeken Atay, “Gençlik yurtları denetlenmelidir. Çocuğun ifadesi alınırken aileden bir fert veya en azından avukatın yer alması sağlanmalıdır” dedi.

Gençlik dairelerinin ihtiyaç halinde devreye girmesi gereken, olmazsa olmaz kurumlar olduğunu ve varlıklarını desteklediklerini her fırsatta dile getirdiklerini ifade eden Atay, bununla birlikte aktif olarak çalıştıkları bu dört yılı aşkın süre içinde göçmen ailelere mensup çocukların sıklıkla haksız ve gereksiz uygulamalarla koruma altına alınıp ailelerinden koparıldıklarını tespit ettiklerini kaydetti.

“Birçok çocuk polis nezaretinde ailesinden alınmakta, derin acı çektiren bir süreç yaşanmakta ve bu durum kalıcı psikolojik travmalara sebebiyet vermektedir.” diyen Atay, göçmen ailelere yönelik önyargılı davranılabildiğine dikkati çekti.

Gençlik dairelerindeki bazı sıkıntılı prosedürlere de dikkat çeken Atay, “Gençlik Dairesi çifte vatandaşlığa sahip bir çocuğu koruma altına aldığı zaman kayıtlara Alman olarak geçiriyor. Bu durumda çocuk Alman bir bakıcı aileye veriliyor ve Türk örf ve adetlerinden uzak bir şekilde yetiştiriliyor. Biz dernek olarak bu prosedürün düzeltilmesini talep ediyoruz” şeklinde konuştu.

Türk çocuklarının kültürlerinden uzak bir şekilde yetiştirilmesine karşı olduğunu vurgulayan dernek Başkanı Atay, “Almanya’da yaşayan hiçbir Türk çocuğunun örf ve ananelerini tanımadan yahut bunları öğrenme imkânı sağlanmadan yetişmesini istemiyoruz” dedi.

Gelinen durumun vahametine dikkat çekerek buna bir dur deme vaktinin geldiğini belirten Atay, “Bu raporu bütün Alman idari makamlarına sunabilmek için hukukçu ve eğitimci arkadaşlarımızla birlikte hazırladık” diye konuştu.

Mehmet Hasan
Önceki Mehmet Hasan
Motosiklet tutkunları DİTİB Camii’nde dualarla sezonu açtı
Sonraki Motosiklet tutkunları DİTİB Camii’nde dualarla sezonu açtı