Hatay’dan Almanya’ya uzanan bir başarı öyküsü… Üç yaşında göç ettiği topraklarda sanayi sektöründe Avrupa’ya yön veren bir Türk girişimci… Brocken şirketinin kurucusu Cuma Köseoğulları ve 25 yıllık dostu, şirketin yöneticisi Eşref Dindar ile gurbetin içinden yükselen bir sanayi ve gönül hikâyesi.

“Üç yaşımda Almanya’ya geldim… İşçi ailesinin çocuğuydum”
Cuma Köseoğulları, gurbetçi bir işçi ailesinin üçüncü çocuğu. İki abisi ve Almanya’da doğan bir kız kardeşiyle birlikte bu ülkede büyümüş: “Biz Türkiye’den geldik, burada okuduk. Meslek eğitimimizi burada aldık. İş hayatına girdik, evlendik derken kendimize bir hayat çizdik.

Yıllar içinde gurbetçi bir işçi ailesinin çocuğu, sanayi sektöründe hem Almanya’da hem Avrupa’da alanında tek Türk gurbetçi olarak anılacak bir noktaya geliyor. Hataylı bir ailenin evladı olan Cuma Köseoğulları, başarısını gayrete, azme ve alın terine bağlıyor.
“Sektörü biliyorduk: Neden kendi işimizi yapmayalım?”
Cuma Köseoğulları, sektördeki bilgi ve tecrübelerini kendi markaları altında toplama kararı aldığını şöyle anlatıyor: “2012–2013 yıllarında dedik ki: Bu kadar iş yapıyoruz; madem sektörü iyi biliyoruz, neden kendi adımıza iş yapmayalım? Herkesi tanıyoruz, işi biliyoruz. O noktadan sonra iş bizim için bir yük değil, zevk hâline geldi. Yavaş yavaş, üstüne koya koya bugüne geldik. Her sene biraz daha büyüdük. Allah’a şükür, bugün piyasada iyi işler yapıyoruz.”

“Biz sobadan bacaya çıkıyoruz”
Brocken’in endüstriyel temizlik ve filtrasyon sistemlerinde uzman bir firma olduğunu vurgulayan Köseoğulları, yaptıkları işi şöyle özetliyor: “Brocken endüstriyel temizlik ve filtrasyon sistemlerinde uzman bir firma. Ocakların, fırınların, bacaların ve filtrelerin hem bakımını hem de temizliğini yapıyoruz. Elektrostatik, su ve bez filtreler… Bu endüstride bacadan kirli hava çıkmaması şart. Sistemi hep bir sobaya benzetirim: Soba yanar, biz sobadan başlar bacaya kadar çıkarız. Müşteri ne isterse, ihtiyacı neyse ona göre hareket ederiz.”
Brocken şirketi 14 senedir piyasada
Köseoğulları, Brocken GmbH’nin bugün Almanya başta olmak üzere Avrupa‘da ve çok yakında Türkiye’de faaliyet gösterdiğini belirtiyor: “Brocken şirketimiz 14 senedir piyasada. Şu anda 45 çalışanımız var; 5’i ofiste, 40’ı sahada. Bu yıl Türkiye’de de çalışmaya başlayacağız. Almanya dışında Hollanda, Belçika, Avusturya ve Lüksemburg’da hizmet veriyoruz. Almanya'nın çevresinde neresi denk gelirse orada çalıştık. Müşteriler işimizden memnun, sağ olsunlar. Çalışanlarımız da bir işçi değil, bir kardeş gibi fedakârca çalışırlar.”

“7/24 – 365 gün çalışıyoruz”
Cuma Köseoğulları, işlerinin niteliği gereği her an sahada olduklarını şöyle dile getiriyor: “7/24, 365 gün çalışıyoruz. Bu zorluk her yerde var. Müşteri aradığı zaman saat önemli değil; gece 1 de olsa, sabah 3 de olsa fark etmiyor. Çünkü müşteriler için saat kaybı para kaybı demek. Pazar, tatil günü demeden ararlar. Bizim elemanlarımız da buna göre canla başla çalışır. Saat üçte bir çalışanı evden işe göndermek kolay değil ama bizde şükür böyle bir sorun olmadı. Bu işte özveri şart. Personelimiz gerçekten büyük bir fedakârlıkla çalışıyor. Arkadaşlar telefonu açtığında hemen gidip problemi çözüyoruz. Müşteri memnun kalıyor, biz de memnun kalıyoruz. İleride iş ilişkisini sürdürmek için bunun şart olduğunu biliyoruz.”

“İşin bürokratik tarafı da var elbette”
Cuma Köseoğulları, işin sahadaki zorluğu kadar arka plandaki bürokratik yükün de büyük olduğunu vurgulayarak şöyle konuşuyor: “İşin bürokratik tarafı da vardır. İş büyüdükçe, bir işi yapmaya gelene kadar bin bir türlü evrak işi çıkıyor. Bu süreçte ya beni ararlar ya da genel müdürüm Eşref Dindar’ı. Biz önce bürokratik işleri hallederiz; ondan sonra sahadaki iş kalır. Çünkü müşteri seni arıyorsa demek ki başı sıkışmış, sana ihtiyacı var. Önce o derdi çözeriz, geri kalanı sonra hallederiz.”
“Bizim gücümüz: Müşteri memnuniyeti, iş kalitesi, güven”
Cuma Köseoğulları, Brocken şirketinin en güçlü yönü sorulduğunda net bir yanıt veriyor: “Brocken’in en büyük gücü müşteri memnuniyetidir. Yıllardır bu işi yapıyoruz, sektörü iyi biliyoruz. Müşteri bizi hizmet kalitemiz ve sözümüzde durmamız nedeniyle tercih ediyor. Bir şey söylediysek, zararımıza bile olsa yaparız. Çünkü bizim için söz, kalite ve güven her şeyden önce gelir.”

“Brocken’de otomasyon ve inovasyon önemli bir yer tutuyor”
Köseoğulları, Brocken’in işleyişinde otomasyon ve inovasyonun büyük rol oynadığını şu sözlerle ifade ediyor: “Bizim işler sürekli tekrarlanan işlerdir. Bir iş bu sene bittiyse seneye de gelir, altı ay sonra da gelir. İhtiyaç oldukça tekrar eder. Otomasyona ne kadar çok şey katabilirsek, işleri ne kadar kolaylaştırabilirsek müşteriye de o kadar uygun fiyat sunarız. Yaptığımız tekliflerin uygun olmasının nedeni de budur. Ama burada dikkat etmemiz gereken şey geleceği düşünmektir. Otomasyonu ve yapılacak temizlikleri planlarken müşteriyi gelecekte nelerin beklediğini de anlatmamız gerekir.”
“Şirketin en güçlü tarafı: Ekip ruhumuz”
Cuma Köseoğulları, çalıştıkları sektörün ağırlığını ve risklerini şu ifadelerle dile getiriyor: “Biz çok ağır ve arka planda kalan işlerde çalışıyoruz. Atık yakan tesislerde görev alıyoruz. Bu tesisler atığı yakıyor, enerji üretiyor bu da çevre için çok önemli. Ama aynı zamanda ciddi riskler barındıran işler bunlar. Çalıştığımız yerlerde tehlikeli bacalar var; bu nedenle çalışanların güvenliği, sağlık güvenliği ve tıbbi güvenliği ön planda olmak zorunda. Her işte tehlike vardır ama bizim işte alınacak önlemler hayati derecede önemlidir. Ne gerekiyorsa yapmak zorundayız. Biz çalışanlarımıza işçi olarak değil, kardeş olarak bakıyoruz. Herkes özveriyle çalışıyor. Akşam ailelerine sağ salim dönmeleri bizim için en büyük önceliktir. Onların sağlıklı çalışması gerekir ki biz de her şeyi düzgün şekilde sağlayabilelim. Bu yüzden işçi güvenliği ve işçi sağlığı bizim için olmazsa olmazdır. İş güvenliği bizde her zaman ilk sıradadır.”
“Brocken şirketi tek cümleyle çocukların geleceğidir”
Cuma Köseoğulları, Brocken’i tek bir cümleyle şöyle tanımlıyor: “Brocken, tek cümleyle çocukların geleceğidir. Çevreye duyarlı bir gelecek hazırlamak için çalışıyoruz. Biz sadece temizlik yapmıyoruz; geleceği koruma misyonu üstleniyoruz. Sadece kendimiz için değil, bütün çocuklar için kirli işi temiz hâle getiriyoruz. Çevre temiz olursa geleceğimiz olur. Dünyada çevre duyarlılığı artık olmazsa olmaz.”
Brocken’in logosundaki dağın anlamını ise şöyle açıklıyor: “Logomuzdaki dağ, 1400 metre yüksekliğindeki Harz Dağı. Temiz hava ve sürdürülebilirlik vizyonumuzu simgeliyor. Biz temiz havayı korumak için çalışıyoruz. Bunun için iş kalitesi, iş güvenliği ve güvene dayalı ilişkiler bizim için vazgeçilmez.”
Brocken’in gücü: Sağlam referanslar
Cuma Köseoğulları, referanslarının önemine dikkat çekiyor: “Referanslarımız arasında Almanya devletinin iştirakleri de bulunuyor. Web sitemizde de çevre ve sürdürülebilirlik konusundaki çalışmalarımızı paylaşıyoruz. Ne yaparsanız yapın, çevreyi temiz tutmak için imkânları zorlamanız gerekir. Biz de modern çağda kullanılan tüm teknik sistemleri kullanıyoruz. Hatta bazı sistemler var ki, başka firmalarda yok ama bizde var. Bu da farkımızı ortaya koyuyor.”
Aileye duygusal bir teşekkür
Cuma Köseoğulları, en büyük destekçisi olan ve bir yıl önce vefat eden eşini duyguyla anıyor: “Bir iş insanının bu noktaya gelebilmesi için, her zaman söylüyorum, eşinin arkasında durması lazım. Benim buraya kadar gelmemdeki payın yüzde 70’i eşimindir. Eşim yanımda olmasaydı buraya gelemezdim. Arkadaşım değil; gerçekten eşim başarımdaki en büyük paya sahiptir. Bir yıl oldu, vefat edeli… Rahmet, minnet ve dua ile anıyorum. En büyük hayali Türkiye’de bir iş kurmaktı, bir TOGG almaktı. Şimdi biz onun hayalini gerçekleştiriyoruz.”
Türkiye’ye dair planlar
Cuma Köseoğulları, Türkiye’ye ve Türk firmalarına bakışını, ayrıca gençlere yönelik mesajını şu sözlerle paylaşıyor: “Ben her zaman söylüyorum; Türk şirketlerine yönelik önyargıyı yıkacağız. Türk’ün olduğu her yerde varız ve olmaya devam edeceğiz. Allah’a şükür, burada çalışıyoruz ve burada da paramızı kazanıyoruz. Bizim amacımız, yıllardır yaptığımız bu işin Türkiye’ye fayda sağlaması. Çalıştıktan sonra para her yerde kazanılır; önemli olan ülkemize katkı sunmak. Eşimin hayalini gerçekleştirmek istiyorum.”
Gençlere de özel bir çağrıda bulunuyor: “Gençlerin iş dünyasına atılmasından ebeveynleri korkmasın. Düşmelerinden korkmasınlar; düşmeden büyüyemezler. Bırakın gençler düşsün, kalkmayı öğrensin.”
Cuma Köseoğulları, sözlerini teşekkürle tamamlıyor: “Brocken şirketi adına Avrupanın Sesi Medya Grubu’na teşekkür ederim. Kıymetli vaktinizi ayırdınız, buraya kadar geldiniz, bizimle röportaj yapma nezaketinde bulundunuz. Çok teşekkür ederiz.”

“Başarı samimiyetle gelir”
Cuma Köseoğulları’nın 25 yıllık dostu Eşref Dindar, sektördeki büyük firmalarda yöneticilik yaptıktan sonra Brocken’a katıldığını şöyle anlatıyor: “Brocken’da yaklaşık dört yıldır çalışıyorum. Bu işin içinden gelen biriyim; daha önce de aynı sektörde faaliyet gösteren büyük firmalarda yöneticilik yaptım. Cuma Bey ile 25 yıllık bir dostluğumuz var. Şirketini kurduğunda sektörün dilini, dinamiğini çok iyi biliyordu ve Brocken’i belli bir noktaya getirmişti. ‘Gel beraber çalışalım’ dediğinde hiç düşünmedim. Çünkü hem kendisini biliyorum, tanıyorum hem kendimi. Türk şirketlerine yönelik önyargıyı kırmak için adım atmak istedim. Şimdi şirkette genel müdür olarak görev yapıyorum.”

Sanayiye özel üst düzey temizlik hizmeti
Eşref Dindar, Brocken’ın çalışma alanlarını şöyle ifade ediyor: “Brocken şirketi genel olarak endüstriyel temizlik üzerine yoğunlaşıyor. Ancak temizlik gerektiren birçok alanda çalışma kapasitemiz var. En büyük uzmanlık alanlarımız; termik santraller, çöp yakma tesisleri, çimento fabrikaları ve kumlama gerektiren farklı sektörlerdir. Ayrıca kuru buzla temizlik hizmeti veriyoruz. Kuru buz temizlik sistemi piyasada yeni sayılabilecek bir yöntem; yaklaşık 5–10 yıldır kullanılıyor. Hem yüksek kalite sunan hem de maliyeti yüksek bir yöntem olduğu için herkes kullanmıyor. Ancak ihtiyaç duyanlara biz bu hizmeti sağlıyoruz. Bu konuda hiçbir eksiğimiz yok; gerekli tüm makine ve ekipmana sahibiz.”
“Müşteri bazen global bir surat değil, samimiyet görmek istiyor”
Rekabetten bahsederken geçmiş deneyimlerine de değinen Dindar, şöyle devam ediyor: “Bu pazarda rakiplerimiz elbette var. Brocken’a gelmeden önce dünya çapında sayılan büyük bir holdingde yöneticilik yapıyordum. Almanya ile sınırlı bir firma değildi, global bir markaydı. O şirketi bırakıp buraya gelmemin tek sebebi samimiyet oldu. Çünkü müşteri, karşısında her zaman globalleşmiş bir yüz görmek istemiyor; bazen samimi bir yaklaşım istiyor. Ben de başarının samimiyetle daha kolay geldiğine inandığım için Brocken’ı tercih ettim. Brocken firması kendi alanında çok büyük yerlere gelmek için özveriyle yoluna devam ediyor.”

Brocken, 4 yılda araç filosunu üç katına çıkardı
Dindar, şirketin büyümesini rakamlarla şöyle anlatıyor: “Dört yıl önce envanterimizde sadece iki adet endüstriyel vakumlu tank kamyonu vardı. Bugün bu sayı altıya çıktı. Ayrıca iki adet yeni siparişimiz var; gelecek yıl filomuza katılacaklar. Su depolama makinelerinde de benzer bir büyüme yaşadık. Şu anda altı adet makinemiz var ve yeni siparişlerle bu sayı artıyor. Bu büyüme sadece araç sayısıyla sınırlı değil. Müşteri potansiyeli arttıkça daha fazla ekipmana ihtiyaç duyuyoruz ve bu ihtiyaç sürekli büyüyor. Endüstriyel vakumlu tank kamyonları oldukça maliyetli; sadece bir tanesi yarım milyon Euro’ya mal oluyor. Buna rağmen hizmet kalitemizi artırmak için tüm gerekli yatırımları yapmaya devam ediyoruz.”
“İş güvenliği bizim vazgeçilmezimiz”
İş güvenliğine verdikleri önemi özellikle vurgulayan Eşref Dindar, bu konudaki hassasiyetlerini şöyle ifade ediyor: “İş güvenliği konusunda son derece titiz davranıyoruz. Her yıl tüm çalışanlarımıza sertifikalı firmalar aracılığıyla eğitim ve seminerler düzenliyoruz. Eğitimlerin sonunda çalışanlarımızın konuyu ne kadar anladıklarını ölçmek için sınav yapıyoruz. Anlaşılmayan konular varsa tekrar tekrar üzerinden geçerek iş güvenliğinin bizim için ne kadar önemli olduğunu anlatıyoruz. Ayrıca çalıştığımız her tesisin veya şantiyenin kendi güvenlik prosedürleri de vardır. İşe başlamadan önce çalışanlarımız bu kurallar hakkında bilgilendirilir ve yeniden teste tabi tutulur. Eğer bu sınavı geçemezlerse ilgili alana giriş yapamazlar. Çünkü iş güvenliği bizim için vazgeçilmezdir. Üstelik eğitim ve bilgilendirme sadece Almanca ile sınırlı değil; çalışanlarımızın anlayabileceği her dilde destek sağlıyoruz. Amacımız, herkesin güvenli bir çalışma ortamına sahip olmasını sağlamaktır.”

Brocken’den uluslararası hedefler
Dindar, şirketin uluslararası hedeflerini şu sözlerle aktarıyor: “Şirketimize yurt dışından da projeler geliyor. Ancak öncelikli hedefimiz, kendi ölçeğimizde Avrupa genelinde daha da büyümek. Uluslararası işlerde, geniş bir ticari ağa sahip Cuma Köseoğulları ve ortağı Gleb Choikher’in yönlendirmelerini esas alıyoruz. Uygun fırsatlar çıktıkça gerekli adımları atıyoruz. Şu anda Türkiye’de bir girişim sürecimiz var ve bunun devamında Türk devletlerinde de genişlemeyi hedefliyoruz. Önce bu bölgelerde güçlü bir büyüme yakalamak istiyoruz. Sonrasında neler olacağını hep birlikte göreceğiz.”
“Yoğun iş temposunda büyüyen çocuklar”
Yoğun iş temposunun aile hayatına etkisini duygusal bir şekilde anlatan Dindar, şöyle konuşuyor: “Bizim işimiz zaman açısından çok yoğun. Bir iş için yola çıktığımızda bazen iki, bazen üç hafta boyunca eve dönemiyoruz. Benim en uzun sürem yedi haftaydı; yedi hafta boyunca evime hiç gelemedim. Böyle durumlarda eşiniz yanınızda durmazsa bu işi sürdürmek çok zor. Çocuklarımızın nasıl büyüdüğünü fark edemedik, nasıl geliştiklerini bile göremedik. Bugün bizlerin çocukları her ortamda kendilerini rahatça ifade edebiliyorsa, bunun en büyük payı annelerindir. Çocuklarımız bizden sadece saygıyı, örfü, disiplini almış olabilir; ama öğrendikleri şeylerin yüzde 80–90’ını annelerinden öğrendiler. Onlara katkımız sınırlı kaldı. Bizim tek işimiz alın teriyle çalışmak oldu.”
“Patent bizde: Dünyaya açılacak yerli temizlik sistemi”
Dünyada çok az firmada bulunan özel bir temizlik sistemini Türkiye’ye getirdiklerini gururla anlatan Dindar şunları söylüyor: “Dünyada sadece iki firmada bulunan bir temizlik sistemini Türkiye’ye getirdik. Fırını kapatmadan, çalışan fırının içini temizleyen online temizlik sistemi denilen bir sistem bu. Dışarıdan yapılan kontrollü bir patlatma ile fırının içindeki kir ve tortu, fırına zarar vermeden anlık basınçla temizleniyor. Türkiye’de bu işi yapan tek firmayız ve patent bizde. Sistemi dünya genelinde kullanılabilir hâle getirecek şekilde geliştirip uluslararası patent aldık. Bu sistemi geliştirip ve bu teknolojiyi tamamen yerli olarak Türkiye’ye kazandırdık. Dünyada sadece İsviçre’de vardı, artık Türkiye’de de var.”

“Dünyada sadece İsviçre’de vardı, artık Türkiye’de de var”
Eşref Dindar, dünyada yalnızca iki firmada bulunan online fırın içi temizlik sistemini artık Türkiye’de de hayata geçirdiklerini anlatıyor. Sistem, çalışan fırını kapatmadan, içerde biriken kir ve tortuyu özel, yanmaz torbalar içine verilen gazla kontrollü bir patlatma yaparak temizliyor. Patlamanın şiddeti, kirin yoğunluğuna göre ayarlanıyor; işlemden önce 1200 dereceye dayanıklı kameralarla fırının içi incelenip sorunlu bölgeler tespit ediliyor. Dindar, “Bu teknoloji dünyada sadece İsviçre’de vardı, şimdi Türkiye’de de bizde var. Makinenin patentini uluslararası kullanım hakkıyla birlikte aldık. Almanya’da henüz başlamadık ama Türkiye’de kazanacağımız tecrübeyle ileride Avrupa’da güçlü bir rakip olmayı hedefliyoruz.” diyerek hem teknolojik üstünlüğü hem de gelecek hedeflerini özetliyor.
Merkezinde Türkiye olan üretim vizyonu
Dindar, amaçlarının merkezinde yine Türkiye var: “Biz Türkiye’mize, elimizdeki imkânlarla faydamızı gösterelim de Avrupa kolay. Onlar için bizim ne varsa, kullandıklarımız Türkiye büyüsün diye. Avrupa bizim için kolay bir şey. Yani endüstriyel vakumlu tank kamyonu olarak adlandırdığımız kamyonlarımız var. Bunlar 15 ile 17 ton arasında çekim kapasitesine sahip. Kısaca süpürge makinesi kamyonlar diyebiliriz.”
Türk pazarında yeni bir yerli güç doğuyor
Dindar, Türkiye’de bu alanda çok az yabancı oyuncu olduğunu belirtiyor: “Çok az ama yine de bir Alman grubu şu anda Türkiye’de faaliyette. Biz de şirketimizi kurduk; Allah’ın izniyle çok kısa zamanda faaliyete başlıyoruz. Tüm hazırlıklarımızı tamamladık. Şirketimiz ofisi İstanbul Büyükçekmece’de. Ancak genel olarak Türkiye çapında ve Türk Cumhuriyetlerinin genelinde bir girişimde bulunmaya çalışıyor, böyle bir adım atıyoruz. Biz elimizden geleni yapacağız”
“Türkiye’de kirli havayı anında arıtan teknoloji”
Dindar, Türkiye piyasasını yakından izlediklerini de sözlerine ekliyor: “Türkiye piyasası, bizim de yakından takip ettiğimiz bir şekilde ilerliyor. Türkiye’ye girmek için de reklama ihtiyacınız var. Bu nedenle envanterimizi yalnızca kamyonlarla sınırlı tutmayı yeterli bulmuyoruz. Yanı sıra toz toplama dediğimiz, çalışma sırasında içeride oluşan pis tozu çeken makinelerimiz de var. Yani bir toz filtreleme sistemimiz bulunuyor. Şöyle anlatayım: Örneğin Türkiye’de tünellerde kazı yapılırken oluşan tozu dışarı almak için bu makineler kullanılıyor. Aynı anda o pis toz makinenin içinde öyle bir filtrelemeden geçiyor ki, makinenin yanından çıkan havayı soluyabiliyorsunuz. Dışarıya tamamen temiz hava veriyor. İçindeki filtreler sayesinde öyle bir sistem oluşturulmuş ki, çıkan havayı hemen yanında durup rahatlıkla içine çekebilirsiniz. O kadar temiz bir sistem; dışarı verdiği hava tertemiz.”

“Dev çöp kazanlarında tam güvenlikli temizlik”
Dindar, çalışma sahalarının büyüklüğünü anlatırken şöyle bir benzetme yapıyor: “Bizim ekip arkadaşlarımız içeride kumlama yaparken, bunun kot kumlamasıyla karıştırılmaması gerekir. Bizim yaptığımız işlem çok daha farklı. Bir kazanın içinde günlük ortalama 150 ton çöp yakılıyor. Çöp yakma tesislerinde, hem evsel atık hem kimyasal atık yakan iki farklı tip kazan bulunuyor ve biz bu kazanların iç temizliğini yapıyoruz. Bu tesisler bizden aldığı çöpü yakarak elektrik, sıcak su ve buhar üretiyor; sonra bu enerjiyi tekrar bize satıyorlar. Temizlik sırasında içeride kalan zehirli maddeler, toz ve diğer artıklar olduğu için, çalışanlarımızı tam güvenlik altında maske, havalandırma ve dışarıdan temiz hava sağlayan ekipmanlarla koruyoruz.”
“İklim yükümlülükleri üretim süreçlerini değiştiriyor”
Dindar, iklim yasalarının Türkiye’de yeni yeni sıkılaştığına dikkat çekiyor: “Türkiye‘de İklim Yasası çıktıktan sonra özellikle çimento fabrikaları başta olmak üzere birçok firma önlemler almaya başladı. Burada size önemli görevler düşüyor. Çünkü biz Avrupa standartlarına göre çalıştığımız ve bu sistemlerin hangi şartlarda yürütülmesi gerektiğini bildiğimiz için Türkiye’deki firmaların bize büyük ihtiyacı var. Kuralları, kaideleri ve yasaları biliyoruz. Almanya’da veya Avrupa’da bu sektörde çalışmak istiyorsan her şeyi kontrol altında tutmak zorundasın. İş güvenliğini de aynı şekilde. Bir de işin insani boyutu var: Sen nasıl her akşam eve rahat dönüp eşinle, çocuğunla vakit geçirmek istiyorsan, yanındaki arkadaşlarının da aynı şekilde evlerine sağ salim gitmesini istersin. Bu nedenle iş güvenliği ve sağlık güvenliği bizim için en başta gelir. İşi her türlü yapıyoruz, onu yapmaktan korkumuz yok. En büyük hassasiyetimiz iş güvenliği ve sağlık güvenliği. Bunlar bizim olmazsa olmazımız.”
“Birçok milletten çalışanıyla çok dilli çalışma kültürü”
Dindar, Brocken’in dil ve kadro çeşitliliği de dikkat çekici: “Firmamız çok ciddi hizmet veriyor. Farklı ülkelerde Almanca, İngilizce, Türkçe, Rusça… hiçbir dilde problem yaşamıyoruz. Polonyaca da dahil birçok dilde iletişim kurabiliyoruz. Şirket bünyemizde Polonyalı, Rus, Türk, Moldovalı, Bulgaristanlı gibi pek çok farklı milletten çalışan var. Çok geniş bir kültürel çeşitlilikle çalışıyoruz. Bizde insan ayrımı yok; bizim için önemli olan insan olması.”
“Gurbetten doğan gönül projesi: Temiz bir dünya için çalışan ekip”
Cuma Köseoğulları ve Eşref Dindar, röportajın sonunda Avrupanın Sesi’ne teşekkür ederken hikâyelerini şu cümlelerle özetliyor: “Gurbetin içinde, alın teriyle büyüyen bir Türk şirketi… Çevreyi koruyan, iş güvenliğini önceleyen, dünyada sayılı teknolojilerden birini Türkiye’ye taşıyan ve çocukların geleceği için temiz bir dünya hedefiyle çalışan bir ekip… Ve bu ekibin arkasında; annelerin, eşlerin, ailelerin görünmeyen ama en güçlü desteği…”

