Değerli okuyucularım,
Gelişmeleri kaçırmayın! Avrupa’dan ve dünyadan en güncel haberler artık cebinizde.
- WhatsApp kanalımıza katılın, özel haberler ve analizlere anında ulaşın
- Anlık bildirimlerle sıcak gelişmeleri ilk siz öğrenin
bir süreden buyana kamuoyunu meşgul eden 1915 olayları olarak bilinen yani Ermenilerin Osmanlıyı 1. Dünya savaşında Rusya'nın desteğiyle içeriden vurma olayı. Ermeni isyancıların istediklerini elde edememesinden sonra, olaya Osmanlı devletinin hakim olmasından sonra, Ermeniler tehcir yoluyla dışarı yani göçe gönderiliyor. Tarih kitaplarından okuduklarımıza dayanarak, her iki tarafında kayıplar verdiğidir. Şimdi sanki hiçbir Türk, Ermeni çetelerce katledilmemiş. Ermeni çeteler, hiçbir Türk köylerini basıp kadın, çocuk, ihtiyar demeden katletmemiş; bazılarına göre 1 milyon ile 1,5 milyon Ermeni katledilmiş gibi bir dayatma sözkonusu. Ermeni çetelerin yaptıklarını neden söylemezler?
2 Haziran 2016 Federal Parlamento'dan önce de birçok ülke aklımda kaldığına göre, 21 ülke yine 'Türkler, Ermenilere soykırım yaptı' yalanını parlamentolarında kabul ettiler. Peki bunlar neyin hazırlığı? Evet Ermenistan'ın Türkiye'den tazminat talep etmesinin yolunu açmak istiyorlar. Oysa; bu konuyu tarihçilere bırakmak gerekiyor. Arşivler açılsın diyen Türk tarafının sesine kulak vermeyenler, parlamentolardan çıkan kararlarla konuyu çözeceklerini sanıyorlar. 1915'den buyana 101 sene geçmiş neden şimdi ısıtıp önümüze sunuluyor? Acaba kaç parlamenter bu 1915 olaylarını 'evet' diyerek oylayacak kadar bilgiye sahipler?
Konuyu tarihçilere bırakalım da kimin ne olduğu ortaya çıksın diyebilen ve oylamada red oyu veren CDU'dan Bettina Kudla oldu. Peki Federal Meclis'de Türk kökenli 11 milletvekili bu olaya ne kadar hakimler? İçlerinde tarihçi olanları var mı acaba? Zaten 'Türkler Ermenilere soykırım yaptı' diye Meclise önerge veren de bir Türk kökenli değil mi? Bu milletvekillerinden 3'ü de oylamaya katılmıyor. Şimdi katılmamakla sanki ben 'evet' demedim; imasını veriyorlar. Bana göre bu 3 milletvekili sorumluluktan kaçtılar. Hani bir söz var ya; özürün kabahatinden büyük. Peki, bizim 1970'li ve 80'li yıllarda 34 diplomatımızı hain pusularla katleden Ermeni terör örgütü Asala'nın yaptıklarının ne olduğuna söyleyecekleri bir söz var mı? Daha 1992 senesinde Hocalı'da Ermenilerin yaptıklarına ne diyecekler? Türkler katledilince göz yumun, Ermenilere gelince soykırım denilsin. Soykırımın da bir kriteri (1948 senesindeki soykırım kriterini okuyunuz) var. Bu da bilinsin. Türkiye'nin çağrısı olayın tarihçiler tarafından araştırılmasıdır.
Gelelim 'Türkler, Ermenilere soykırım yaptı' önergesine, Almanya'daki Türk sivil toplumlarının duruşlarına, son olarak Berlin'de UETD'nin organizesindeki yürüyüşün detaylarına. Şahsen, Berlin'deki 1 Haziran'daki protestoyu yerinde gördüm. İzlenimlere göre 4-5 bin civarındaki Türk vatandaşları ellerinde Türk bayraklarıyla 'Türkler soykırım yapmadı, benim dedem soykırım yapmadı.' Diyerek meydanda birkaç saat kaldılar. Almanya'da 3 milyon Türk kökenli ve meydanda milli mesele için toplanan sadece 4-5 bin duyarlı insan. Birkaç yüz kilometre yol katedip vatandaşlık görevini yapanlara sözüm yok. Almanya'da faaliyet gösteren Türk sivil toplum kuruluşları ortak bir platform oluşturup neden bir miting yapmadılar? Hiç kimse topu bir başkasına atmasın ve sorumluluktan kaçmasınlar. Mesele milli meseledir. STK'ların görevleri nedir acaba? Bunu birilerinin anlaması lazım.
DUISBURG UYUM MECLİSİ'NE 'BASKI YAPILIYOR' İDDİASI
Alman Parlamentosu'nun 2 Haziran 2016 tarihinde 'Türkler, Ermenilere soykırım yaptı' önergesinin 'evet' oyuyla kabul edilmesinden sonra, Duisburg Uyum Meclisi'de 7 Haziran 2016 tarihinde toplanarak 'Türkler Ermenilere soykırım yapmadı' yönünde oy çokluğuyla 'hayır' dedi. Aynı Uyum Meclisi üyelerinden (SPD, CDU ve DAL) fraksiyonundan 20 Haziran 2016 tarihinde ikinci bir oylama sonunda 6 üye (4`ü toplantıya katılarak 2'side katılmayarak) taviz verip geri adım atarak, verdikleri oya sahip çıkmadılar. Bu üyeler de muhafazakar kesimden geldiklerini ileri sürenler. Cami derneklerinde başkanlık yapmış ve halen başkanlık yapan şahıslar. Bazıları da muhafazakar kesimin toplantılarında ve kermeslerinde boy gösteren, kendilerinin cemiyetlere ait olduklarını ileri sürenler. Baskı yapıldığını mazeret olarak göstermek sizi aklamaz. Mesele alınan kararın arkasında durmaktır. Yani daha önce verdiğiniz oya sahip çıkmanız bekleniyordu.
Tıpkı oylarının arkasında duran fraksiyon temsilcileri gibi başınız dik olurdu.
Mübarek Ramazan Bayramınızı tebrik ederek hayırlara vesile olmasını yüce Mevla'dan niyaz ediyorum. Önümüzdeki yazımda buluşmak ümidiyle kalın sağlıcakla.
