Her insanın hayatında ilk'ler vardır. Şimdi benim hayatımda olduğu gibi; 52 yaşındayım ve yaşamımda ilk kez bir bayram namazına gidemeyeceğim. İlk kez bir bayrama camiden, o manevi ortamdan uzakta gireceğim. Oysa 1989'dan beri yaşadığım Almanya'da kıldığım bayram namazları beni Yunanistan'a, Batı Trakya'da Gümülcine'ye bağlı Melekli köyümüzdeki bayram sabahlarına götürürdü. Sabah erkenden kalkar, bayramlıklarımızı giyer, camiye koşardık. Yan yana, omuz omuza saflar tutardık. Namazdan sonra öyle hemen evlerimize dağılmaz, yaşlıların ellerinden öper, hayır dualarını alır, akranlarımızla sarılırdık. Köyümüzdeki küçük, eski, mütevazı camimizin kokusu hala burnumda tüter.
Gelişmeleri kaçırmayın! Avrupa’dan ve dünyadan en güncel haberler artık cebinizde.
- WhatsApp kanalımıza katılın, özel haberler ve analizlere anında ulaşın
- Anlık bildirimlerle sıcak gelişmeleri ilk siz öğrenin
Şimdi o havayı yaşayamayacak olmam canımı yakıyor. Ama teselli bulduğum bir husus da yok değil. Bu acı sadece benim değil, bu ilk sadece benim ilk'im değil. Eminim bu satırları okuyan herkesin, sizlerin de yürekleri buruk. Gerek Türkiye'de, gerek Avrupa'da yaşayan insanımız bu yıl yaşamında bayram namazından, bayramın o uhrevi ortamından mahsur kalacak.
Tabii her işin başı sağlık. Alınan önlemler de elbette insan sağılığı için hayati önem taşıyor. O yüzden acımızı, üzüntümüzü de içimize gömüyoruz. O yüzden bu bayramda, yaşadığımız mahrumiyeti sineye çekeceğiz. Rabbim en kısa zamanda salgın belasından kurtulmamızı nasip eder inşallah. İşte o zaman Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan Beyefendi'in buyurduğu gibi “çifte bayramlar” yaparız. Her şeyin başı sağlık…
Bu bayramda Türkiye'de muhtemelen evlerde olacağız. Avrupa'da ise küçük gruplarla, sosyal mesafeye ve hijyen kurallarına riayet ederek belki bayramlaşacağız. Ama sarılamayacağız, kucaklaşamayacağız. Kalabalık aile ziyaretlerinden uzak duracağız. En azından bir aşı geliştirilene kadar bu böyle devam etmeli.
Bayramda evde olmak elbette sıkıcı. Ancak bunu fırsata çevirmek de mümkün. Emin olun ki bir çok insan sizden gelecek bir telefonu dört gözle bekliyor olacak. Onları sevindirelim. Yaşlıları, akrabaları, amcaları, teyzeleri, kuzenleri, yeğenleri, büyük küçük demeden arayıp hal ve hatırlarını soralım.
Yarın çok geç olabilir. Zira bu virüs kaç kişiyi aramızdan aldı? Daha kaç kişiyi alacak?
Bu duygularla Avrupa'nın Sesi Gazetesi ve online servisindeki tüm arkadaşlarım adına okurlarımızın mübarek Ramazan Bayramlarını kutluyorum.
Allah'a emanet olun, sağlıcakla kalın…
