FETÖ'nün darbe girişimi ve sonrasında yaşananlar, Avrupa Parlamentosu'nun (AP) Dış İlişkiler Komitesi ve İnsan Hakları Alt Komitesi'nin ortak oturumunda ele alındı.
Gelişmeleri kaçırmayın! Avrupa’dan ve dünyadan en güncel haberler artık cebinizde.
- WhatsApp kanalımıza katılın, özel haberler ve analizlere anında ulaşın
- Anlık bildirimlerle sıcak gelişmeleri ilk siz öğrenin
Türkiye adına oturuma katılan AB Bakan Yardımcısı Ali Şahin, Türkiye'nin 15 Temmuz'daki gibi bir travmayı hiç yaşamadığını belirterek, TBMM'nin, Cumhurbaşkanlığının vurulduğunu ve 241 kişinin hayatını kaybettiğini hatırlattı.
Bunun basit bir darbe girişimi olarak tanımlanmasının doğru olmadığını kaydeden Şahin, "Bunu, çok örgütlü, devletin içine sızmış bir terör örgütünün darbe girişimi olarak değerlendirmek gerekiyor. FETÖ olarak tanımladığımız ve yaklaşık 40 yıldan bu yana önemli devlet kurumlarını sirayet etmeye çalışan, sızmış Gülenist bir grubun TSK içerisindeki birtakım yapılarıyla gerçekleştirilmiş bir darbe girişimiydi." dedi.
"Utanç duydum"
AB'yi darbe girişimi karşısında sessiz kalmakla eleştiren Şahin, "Duyduğum utançlardan biri, o gece buradan, Avrupa'dan, siz dostlarımızdan hiçbir sesin çıkmamasıydı. Bırakın o geceyi, ikinci gün, üçüncü gün, ikinci hafta, üçüncü hafta sizlerden Türk demokrasini ve özgürlükleri korumak adına tek bir ses çıkmadı. Ufak tefek birkaç sesten başka ses çıkmadı." ifadelerini kullandı.
AP üyelerinin sorularını da cevaplandıran Şahin, Türkiye'de gözaltına alınan ya da tutuklananların avukatlara erişimi olmadığı yönündeki iddiaların gerçeği yansıtmadığını söyledi. Şahin, yargı sürecinin devam ettiğini, suçlular ile suçsuzların ayrılacağını vurguladı.
"Hafife aldık"
AP Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Elmar Brok ise darbe girişiminin ardından Türkiye'yi ziyaret ettiğini hatırlatarak, "Darbe girişimi demokratik yollarla seçilmiş hükümete karşı askeri bir müdahaleydi. Darbe girişimi sırasında parlamento bombalandı, 140 milletvekili ölümden kılpayı kurtuldu. Tüm eleştirilere rağmen demokratik yollarla seçilmiş bir hükümetle muhatap olmayı, bir diktatörlükle muhatap olmaya tercih ederiz. Darbe girişimi ardından orada yaşanılanlar bizim tarafımızdan hafife alındı." dedi.
